Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların G20 bildirgesinde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti. G20 ülkeleri olarak karşılaştıkları sınamalara sürekli yenilerinin eklendiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
‘Açıkça savaş suçu’
“Ukrayna’daki savaş devam ederken 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. 7 bine yakın masum Filistinli çocuk 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nü göremedi. İsrail yönetimi, bu çocuklarla birlikte 14 bin sivilin en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı. Ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulunacak kadar kontrolü kaybettiler. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği üzere bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bunları yapanlar, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuk önünde de muhakkak hesap vermelidir.”
Sivillere yönelik eylemleri hiçbir şekilde mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Erdoğan, “Buradaki tüm liderleri de İsrailli, Filistinli, Yahudi, Müslüman, Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet ediyorum. 4 günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayı da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılması olumlu bir gelişmedir. Bu adımın önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.